top of page

“Nazım yalan söylüyorsa” fiziksel kitap sayfaları ile projeksiyonla yansıtılan dijital metinleri bir araya getiren bir kitaba odaklanan izleyicileri; anlamın akıcılığı, değişkenliği ve dış etkenlerin anlayışımız üzerindeki etkisi konusunda düşünmeye davet eden bir enstelasyondur.

 

“Sanat ne için yapılır?” sorusuna kadar varabilecek bir tartışma açmayı hedefleyen bu eser temel fikrini Roland Barthes’in “Yazarın Ölümü” adlı makalesinden alır. Şiirin anlamını, şairin anlatmak istediğini ve okuyucuların çıkardığı anlamı sorgular. Yazarın anlatmak istediği midir önemli olan, okuyucunun çıkardığı anlam mı? Şair, Nazım aslında ne söylemek ister? Postmodern etkinin yarattığı anlam çokluğu, bireysel tüketim alışkanlıklarımız ile gelen kişisel anlamlandırmalar ve hatta belki şiirin anlamını ve şairin mesajının artık ortada olmaması sorgulanır. Aslında eserin tartışmaya açtığı bu konu başlıklarının bir kısmını hem ideolojik toplumsal mücadelesinde yaşamış, hem de yıllarca sansüre uğrayarak okuyucusuyla buluşmuş olan Nazım Hikmet yazdığı “Ellerinize ve Yalana Dair” şiirinde de bu konulara dikkat çekiyor. Bu eserde kullanılan ana şiir tam da bu sebeple “Ellerinize ve Yalana Dair” olmuştur.

Kitap, sayfaları boyunca bölünmüş şiirin parçalarını içeren bir yapıya sahip. Her sayfa, geleneksel okuma deneyiminin lineer ve tutarlı doğasını sorgulayarak daha büyük bir anlatının parçası olarak ortaya çıkıyor. İzleyiciler kitapta ilerlerken, metnin anlamını sorgulatacak beklenmedik değişkenlikler ile karşılaşırlar. Fiziksel kitabı tamamlayan dinamik metin projeksiyonları, kitaptaki aynı şiirin bölümlerini içerirken, aynı yazarın yazdığı ek şiirleri de içerir, bu şiirlere ek olarak bazı kurgusal eserler yansıtılan metinler arasına eklenir. “Post Truth” çağında özellikle sosyal medyanın da etkisi ile oluşan bilgi ve anlam karmaşıklıkları aslında şaire ait olmayan fakat onunla özdeşleştirilmiş diziler ile temsil edilir. Projeksiyonda dönemden gazete başlıkları da serpiştirilmiştir; şairin döneminde yaşadığı zorluklar ve yıllarca sansüre maruz kalmasına göndermede bulunur.

 

Bu enstalasyon, izleyicileri kitapla ve projeksiyon metniyle aktif olarak etkileşime geçmeye davet eder. Böylece, yorumlamanın karmaşıklıklarını bizzat deneyimleyerek, izleyicilerin; yazarın ve okuyucunun rolü, değişen anlam, postmodernizm ve bireycilik, sansür, dış etkenlerin etkisi gibi konu başlıkları arasındaki ilişkileri sorgulamasını sağlar. Çağdaş dünyamızda tüketim ve anlam ilişkisini, edebiyatın dönüşümünü düşünmemizi sağlayan bir diyalog, tartışma başlatmayı amaçlar.

bottom of page